İçeriğe geç

Rengin Kürtçe mi ?

Rengin Kürtçe Mi?

O gün Kayseri’de hava çok sıcak değildi, ama ben yine de sıkıcı bir öğleden sonrayı geçiriyordum. Kendime bir kahve alıp parkta yürümek istedim. İşte o sırada, karşıma Rengin çıktı. Adını daha önce duymuştum ama bugüne kadar çok da yakınlaşmamıştık. O kadar dikkat çekiciydi ki, bir anda sohbet etmeye başladık. Birkaç cümle, birkaç bakış… Ama bu sohbetin içine gömülmüş bir soru vardı. Rengin’in ismi, aklımda bir soru işareti bıraktı: “Rengin Kürtçe mi?”

İlk Tanışma ve İsim Sorusu

Parkta yürürken, yanımda birden beliren bu kızla, kısa bir tanışmadan sonra kendimi aniden derin bir sohbetin içinde buldum. Rengin’in ismini duyduğumda, gözlerim bir an parladı. Çünkü, hepimizin bildiği gibi, bazı isimler bir kimliği, bir geçmişi çağrıştırır. Rengin ismi, bana hep Kürtçe bir ismi hatırlatmıştı. “Kürtçe bir isim olabilir mi?” diye düşünürken, ağzımdan istemeden şu cümle çıktı: “Rengin, ismin Kürtçe mi?”

Gözlerim biraz kaybolmuştu, sanki kendi içimde cevap arıyordum. Rengin’in bakışları bir an dondu, sonra bir gülümseme belirdi. “Evet, aslında evet,” dedi, ama sesi öyle bir şekilde, öyle bir incelikle çıkmıştı ki, bir anda içim burkuldu. Ne kadar basit bir soru, ne kadar doğal bir yanıt ama sanki derin bir şeyler vardı bu kelimelerde. “Kürtçeyim,” dedi, “Ama Kayseri’de bu biraz zor oluyor. Herkes sormadan geçiyor.”

Bir an, içimde garip bir his uyandı. Kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nasıl şekillendiğimizi, bazen sadece bir isimle anlatamayacağımızı düşündüm. Belki de Rengin de böyle hissediyordu. Bir kimliği saklamak, bir geçmişi gizlemek, bir dilin ağırlığını taşımak… Hepsi bu kısa sohbetin içinde birden belirdi.

Hayal Kırıklığı ve Beklenti

Rengin’in bu kadar rahat cevap vermesi beni şaşırttı. Çünkü Kayseri gibi bir yerde, bir Kürt olarak yaşamış olmanın zor olabileceğini biliyordum. Gerçekten, pek çok insanın dilinden duyduğum, “Bu şehirde Kürt olmanın ne kadar zor olduğunu” anlatan birçok hikâye vardı. Bazen, insanların içinde yaşadıkları yerin tarihinden bile haberi olmayabiliyor. Kayseri’de yaşayan Kürtler, bazen kendilerini seslerini yükseltmekten alıkoyuyorlar. Birçok kişi, kimliklerini saklama ihtiyacı hissediyor. Ama Rengin, bununla nasıl başa çıkıyordu? Ve ben, onu daha iyi anlayabiliyor muyum?

İçimde bir hayal kırıklığı hissettim. Çünkü sormam gereken bir sürü soru vardı ama hepsi birden boğazıma düğümlenmişti. “Rengin, seninle bu kadar rahat sohbet edebilmek neden bu kadar önemli oldu?” diye sordum kendi kendime. Belki de bu, kaybolmuş bir bağlantıydı. Toplumun bana ne kadar baskı yapmaya çalıştığını düşündüm, ama aynı zamanda ne kadar bu baskılara da rağmen bir insanın kimliğini kabul etme cesaretine sahip olduğuna hayran kaldım.

İçimdeki Umut ve Rengin’in Gücü

Bir süre sessiz kaldık, ama sonra Rengin tekrar konuştu. “İnsanın kimliği sadece ismiyle sınırlı değil, değil mi?” dedi. O an, içimde bir umut doğdu. Belki de biz birbirimize daha fazla sorular sormalıydık, daha fazla anlamalıydık. Kimse, geçmişinden, kimliğinden veya dilinden utanmamalıydı. Bunu düşündükçe, sanki bütün bu toplumsal yapılar, sadece kişilerin kimliklerine nasıl baktıklarıyla şekilleniyordu. Rengin’in bu kadar açık yürekliliği, bana bir şey öğretiyordu: Kimseyi yargılamadan, kimliklerine saygı göstererek birbirimizi anlamalıydık.

İçimde büyüyen bu umutla, yine Rengin’e bakarak söyledim: “Gerçekten çok cesursun.” O, bana gülümsedi ve “Cesur değil, sadece gerçek” dedi. Bunu söylediğinde, onun içindeki gücü tam olarak hissettim. Bu şehirde, belki de kimlikler birer yüke dönüşüyordu, ama Rengin, bu yükü taşıyan ve aynı zamanda bunu sorgulayan biriydi. O an, sadece bir arkadaş değil, aynı zamanda bir öğretmendi. Öğrettikleri, yalnızca bir ismin ya da bir kimliğin değil, insan olmanın gücüydü.

Sonuçta: Rengin ve Ben

O günden sonra Rengin ile daha çok konuştuk. Ama o sohbetin başlangıcı, hala aklımda. Rengin’in Kürtçe bir ismi vardı ve o ismin ardında, yıllarca süren bir geçmiş, mücadele ve sevgi vardı. O, toplumsal baskılara rağmen kimliğini savunuyordu. O, bana bir şeyler öğretiyordu. O gün, sadece Rengin’in ismini öğrenmedim, aslında çok daha fazlasını öğrendim. İnsanlar, isimleriyle, dilleriyle, kimlikleriyle ne kadar değerli ve güçlü olduklarını unutmamalılar. Ve belki de bizler, kimseyi yargılamadan, sadece dinleyerek, daha çok insan olabiliriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort bonus veren siteler
Sitemap
https://ilbet.casino/